- vurmak
- vurmaq
Türkçe-Azerice Sözlük. 2009.
Türkçe-Azerice Sözlük. 2009.
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüze vurmak — yüzüne vurmak Fakat politikada kabahatleri yüze vurmak yoktu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulaktozuna vurmak — kulağın tam üstüne vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
prangaya vurmak — ayağına pranga bağlamak, zincire vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tekme atmak (veya vurmak) — 1) ayakla bir yere sertçe vurmak Kafama bir tekme vurdular, bir şeyler söylenerek bırakıp gittiler. M. Ş. Esendal 2) çifte atmak 3) ihanet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tos vurmak — alın veya boynuzla vurmak, süsmek Bir tos vurduğu gibi kapıyı darmadağın ederek fırlıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelepçeye vurmak — kelepçe vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
voli vurmak — argo vurgun vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurgunu vurmak — vurgun vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
... damgasını vurmak — (birine) biri için kötü bir yargıya varmak Fakat gel gör ki insana aşüfte yahut hırsız damgasını vurmak için bu kâfi değildir. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
dem vurmak — (bir şeyden) bir şeyden söz etmek, konu açmak Amerika nın, er geç savaşa katılacağı ihtimalinden dem vurmak hayli zor bir işti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük